3. Uluslararası Çanakkale Bienali’nde başlayan "Bienal Engelsiz", engelli bireylerin çağdaş sanat etkinliklerine erişimini ve etkileşimlerini nasıl sağlarız sorusu etrafında birleşen bireylerin bir girişimi olarak başladı. Erişim söz konusu olduğunda, ilk olarak sergi mekanları engellilerin erişimini sağlayacak şekilde düzenlendi; tekerlekli sandalye rampası, yönlendirme ve işaretlemeler hayata geçirildi. Yine sergi mekanındaki metinler Braille (körler) alfabesiyle yazılarak iletişim kanalları çeşitlendirildi. 2012 yılında başlayan bu uygulamalara özel rehberli turlar da eşlik etti. Bu çalışmalar, İstanbul Üniversitesi Engelliler Uygulama ve Araştırma Merkezi ile işbirliği içerisinde yürütüldü.
Bu programın, baştan bu yana, engelli bireylerin çağdaş sanata erişimini sağlamak kadar önemsediği bir diğer hedefi, engellilik olgusuyla ilgili toplumda bilinç uyandırmaktı. Bienal Engelsiz Ekibi, 3. Bienal vesilesiyle kaleme aldığı metinin sonunda, bu hedeflerini şöyle tarif ediyordu: "Bütün bu somut (fiziksel) engelleri kaldırmaktan daha önemli olanı ise çevremizde gördüğümüz şaşkınlık ve bilinçlenme durumuydu! Bienal Engelsizin en büyük kazanımı, oluşturmayı başardığı bu farkındalık oldu. Engellilik konusunda maalesef çok az bilince sahip pek çok insanın bu bilinci böyle bir sanat etkinliği sayesinde edinmiş olması, bu farkındalığın bir sanat etkinliği kapsamında olmuş olmasının taşıdığı nezaket bizim en büyük kazanımımız oldu. Braille alfabesiyle yazılmış künyeler sadece görme engellilerin gelip dokunmaları için durmadı duvarlarda. O küçücük kağıtların dahi yarattığı farkındalık görülmeye değerdi. Böylesi büyük çaplı, uluslararası bir sanat etkinliğinde "engelsiz" alt başlığı altında bir şeylerin yapılmış olması, pek çok gönüllü insanın bu başlık altında toplanıp çalışması bile bir şeylerin değiştiğinin göstergesi oldu. Çanakkale yerelinden çıkıp tüm ülkeye yayılacağını umduğumuz bu "engelsiz" hareketin devamının gelmesi ümidiyle."