TR EN

Bilal Yılmaz

Bilal Yılmaz’ın ‘kinetik ışık heykelleri’; sanatçının yıllara yayılan zanaat araştırmalarının en önemli ve ağırlıklı anlatı yöntemlerinden sadece biri. ‘Zanaatı’ geçmişle kurulan en organik bağ olarak nitelendirdiği çalışmalarında sanatçı, küresel kültür ekosistemi içerisinde şehirlerin kültürel kimliğine dair bir alfabe oluşturmaya odaklanıyor. Bilal Yılmaz’ın ‘Zanaat Haritaları’; zanaat atölyelerini tespit edip bir literatür oluştururken bu alfabenin en önemli paydası olma özelliğinde gelişerek büyüyor.

Bu kapsamdaki; Bilal Yılmaz’ın “Çini Zanaatı” na odaklanan araştırmaları, Kütahya ve Çanakkale kentleri arasındaki teknik/ estetik unsurların, kültürel- ticari ilişkilerin ve sosyolojik okumaların gerçekleşmesine de imkân tanıyor.

İlk örnekleri 17. yüzyılın başlarına tarihlenen ve 20. yüzyıla dek üretimi sürdürülen ‘Çanakkale Seramikleri’, sadece saraya üretim yapan İznik Çini atölyelerinin aksine, Kütahya Çinileri gibi toplumun ihtiyaçlarına ve kimliğine göre şekil alan orijinal ‘halk zanaatları’ olarak da kabul edilmekte. 17.yy.’dan 20. yy.’a dek kırmızı hamurlu ve sır altı boyama tekniğinde üretilmiş kâseler, tabaklar, şişeler, gaz lambaları, mataralar, yazı araçları, kullanım eşyası olarak yaşamın içinde ve topluma hizmet eden kullanım özelliklerine sahip olmuşlar. Bezeme olarak kullanılan madalyonlar, yelkenliler, kent/mimari tasvirleri, çarkıfelek formları, stilize çiçek ve ağaçlar, organik biçimli balık/zürafa/kuş tasvirleri Çanakkale’ye dair ticari gelişimlere, kent/mimarlık tarihine, kentin doğa/ doğal unsurlarına, yaşam biçimi/ sosyal şartlarına dair önemli okumalara da bir araç/ bir dil olabilmekte.

Bilal Yılmaz, Kütahya- Çanakkale kentleri arasında kurduğu bağ yoluyla zanaat arşivine yeni paydalar ekliyor. Bu analiz ve deneyimleri en güncel anlatı yöntemini kullanarak izleyenlere sunarken bilginin, kültürel etkileşim kayıtlarının geleceğe aktarımını da bu yolla koruma altına alıyor.

Çanakkale kentini ve Çanakkale seramik/ çini atölyelerini referans alan ses yerleştirmesi ise Zeynel Sağ tarafından tasarlandı. Mekâna yayılan ses yerleştirmesi, fütüristik bir kurguda ama aynı zamanda geçmişin güncellenmiş versiyonu olma özelliğinde. Çalışma; üretimi, emeği, sabrı, atölye deneyimini ve kentin ruhunu hissettirirken düşündürüyor, hatırlatıyor ve bu deneyime davet ediyor.

Danışman Küratör: Ebru Nalan SÜLÜN

ÖNCEKİ SAYFAYA DÖN