1965’te Almanya, Karlsruhe’de doğdu. Paris’te yaşıyor ve çalışıyor.
3. Uluslararası Çanakkale Bienali kapsamında gerçekleştirdiğim “Çanakkale’nin Kahramanları” projesi, Seyit Onbaşı adıyla bilinen bir halk kahramanı olan Seyit Çabuk’tan hareket ediyor. Mütevazı bir geçmişi olan bu sıradan askerin, 1. Dünya Savaşı sırasında İtilaf Devletleri’nin Çanakkale Boğazı’nı almak için giriştikleri 18 Mart 1915 tarihli taarruzunda 275 kiloluk top mermilerini top kundağına sırtında taşıdığı rivayet ediliyor. Kendisini sırtında top mermisini taşırken, bir ayağını basamağa atmış halde tasvir eden heykeli Çanakkale’de sergilenmekte.
Bu heykeli, kadın, erkek, genç, yaşlı, her kökenden ve yaş grubundan, her sosyal kesimden Çanakkaleli ile birlikte yeniden yorumlamayı önerdim. Katılımcılar Seyit Onbaşı ile aynı pozu verirken fotoğraflandı. Fakat her biri sırtına, kendi “hayatlarının en ağır yükü”nü temsil eden başka başka nesneler yüklendi. Bu yükler meslekleriyle, sosyal ya da aile geçmişleriyle ilişkili oldu. Sırtlandıkları nesne her zaman şu sorunun yanıtını temsil etti: “Hayatınızda taşıdığınız en ağır yük nedir?”
Kimi yanıtlar şöyleydi:
“Bu meslekle 35 yıldır ailemi taşıyorum.” (Cahit, çaycı)
“On farklı işe aynı anda koştuğum için beni ahtapota benzetirler.” (Bilge, diş doktoru)
“Aydınlanma arayışımda kendimi tek başına hissediyorum.” (Tolga, mühendis ve müzisyen)
“İhtiyaçlar bir hayli yüklü fakat maaş hayatta kalmaya yetmiyor.” (Halil, çizer)
“Dünyaya karşı hissettiğim vicdan ve sorumluluk.” (Aynur, gazete editörü)
“Geleceğe dair o kadar çok sorum var ki sanki omzumda koca bir soru işareti taşıyorum.” (Helin, ortaokul öğrencisi)
Proje 22-27 Eylül 2012 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Seçilen 14 fotoğraf Çanakkale ve Çanakkalelilerin bir portresi, tüm bu insanlara ve onları kendi hayatlarında birer “kahraman” yapan gündelik hayat içindeki cesaretlerine bir saygı duruşu olarak düşünülebilir.
Kimi fotoğraflar büyük boyutlu olarak, tümü Çanakkale Olay gazetesi tarafından siyah beyaz olarak basıldı.
Seyhan Boztepe, Beral Madra, Deniz Erbaş ve yardımcım Adem Yavuz’a olduğu kadar tüm Bienal ekibine nazik davetleri ve destekleri için çok teşekkürler. Baskı destekleri için Çanakkale Olay gazetesine, katılımları için Nebi Altıntaş, Reyhan Hoşnut, Muhammed Said Gürhan, Bilge Şimşek, Cahit Yontar, Tolga Atmaca, Olcay Tümer, Tuğba Aytekin, Erdoğan Zeybek, Serpil Vesek, Özay Sevinç, Halil Özçelik, Helin Boztepe, Aynur Ganiler’e, ayrıca Hakan Kırdar ve tüm Çanakkalelilere teşekkür ederim.
Fransız oyun yazarı Jean Giraudoux 1934-35 yıllarında “Troya Savaşı Olmayacak” adlı oyunu
yazdı. Troya’da esen barışçıl bir rüzgar Helen’i Sparta’ya dönmeye ikna etmeyi başarmış,
Troya Savaşı’na yol açan patlamaya hazır bomba hali yatışmış olsaydı olayların nasıl
sonuçlanacağına dair bir hikaye ve tarih hayal etti. Bu nükteli, duyarlı ve zeki oyun tiyatro
dünyasında büyük bir klasik haline geldi. Giraudoux bu oyunu Birinci Dünya Savaşı’nın
felaket dolu hatıralarının aklından çıkmadığı ve Avrupa ve diğer yerlerde milliyetçilik
ve diktatörlüklerin yükselişinin tehditkar gölgeleri altında iken yazdı ve nitekim oyunun
prömiyerinin yapıldığı 1935 yılından dört sene sonra İkinci Dünya savaşı patlak verdi.
2012 Çanakkale Bienali’ne “Çanakkale Boğazı’nın Kahramanları” adlı eserle katılan Sanatçı
Jakob Gautel, Giraudoux’nun oyununun şu anda ve burada yaşanıyor olsa ve televizyondan son
dakika haberi olarak sunulsa günümüzde, nasıl algılanacağını tasavvur ediyor.