1941'de Çorum’da doğdu. İstanbul ve Paris'te yaşıyor ve çalışıyor.

Endüstüri çağının, koloniyalizmin üniversel düzeyde büyümesine ve batının büyük endüstri devletlerinin dünyayı paylaşma kavgalarına, dolayısıyla nasyonalizmin kendisini en üst düzeyde belirginleştirmesine yol açtığı hepimizin bildiği bir gerçek.

Bu milliyetçi humma her türlü aracı kullanarak toplumları şartlandırmıştı; o kadar ki bu ülkelerinin aydın ve sanatçılarının büyük bir kısmı milliyetçi akımlara katılmış, hatta aralarında şavaşlara gönüllü gidenler olmuştur.

Birinci dünya savaşında bir çok İngiliz, Fransız, Alman entelektüeli ve sanatçısı bu savaşlara istekli veya isteksiz katılmıştır. Ve aralarında hayatını kaybedenler olmuştur.
Bu katalogdaki imaj 1975’te Paris’te bitpazarında bulduğum 1915 tarihli çocuk resim defterinin bir sayfasıdır. Dikkatle bakınca çocuk kitabından kopya edilmiş bir resim olduğu anlaşılıyor. Yani büyükler tarafından konu belirlenip çocuklara savaşın kötü ve ölümcül olmadığı, bir oyuna benzediği telkin ediliyor.

Havuzda erkek çocuklar soba borularandan toplar tüfeklerle Çanakkale’ye gidiyorlar.

Kıyıdaki küçük kızlar ve oyuncak tüfekli çocuk “Akşamüstü beş çayına, Aurelie teyzenin pastalarını yemeye geç kalmayın” diye sesleniyor.

Milliyetçiliği hep kendi açımızdan gördüğümüz için bir de karşı taraftan görmenin ilginç olacağını düşündüm.

ÖNCEKİ SAYFAYA DÖN