Larissa Sansour 1973’te Doğu Kudüs, Filistin’de,
Soren Lind ise 1970’de Kopenhag, Danimarka’da doğdu. Londra’da yaşıyor ve çalışıyorlar.
Gelecekte En Kaliteli Porselenlerden Yemek Yediler bilimkurgu, arkeoloji ve politika arasında
bir kesitte yerleşmiş vaziyette. Canlı hareket ve CGI’yı birleştirirken mitlerin tarih, gerçek ve
ulusal kimlik üzerindeki rolünü araştırıyor.
Bir anlatı direnişi grubu gelecekteki arkeologların bulması için yeraltına gösterişli porselenler
yerleştirir. Amaçları tarihi etkilemek ve kaybolan toprakları için gelecekte olacak talepleri
desteklemektir. Kendi mitini yaratan bu çalışma -fiilen bir ulus ortaya çıkararak- tarihi bir
müdahale haline gelir.
Film kurgusal bir video denemesi şeklindedir. Bir psikiyatrist ve anlatı direnişinin kadın lideri
arasındaki görüşmenin seslendirmesi, grubun aksiyonlarının gerisinde yatan felsefe ve fikirleri
ortaya çıkarır. Grup liderinin gerçek, tarih ve belgeye esas teşkil eden mit ve kurgu hakkında
düşündükleri şiirsel ve bilimkurgu bazlı göresellere dönüşüyor.
Film ilerledikçe, anlatı ve görseller teorik olanla ve kişişel olan arasında değişiyor. Hikaye
izleyiciyi direniş liderinin bilinçaltının derinliklerine doğru götürürken, direniş liderinin ölmüş
ikiz kızkardeşi can alıcı bir biçimde ortaya çıkıyor.
